Modern zaman dervişi

Rıza OYLUM
Pandemi döneminin ilk kayıplarından biri olan Cavit Murtezaoğlu’nun 7 Ağustos 2020’deki ölümünün üstünden 5 yıl geçti. Şiirlere nefes üfleyen, onları yeniden canlandıran sürgün müzisyen Cavit Murtezaoğlu’nu 8 Ağustos’ta Okmeydanı Cemevi’nden yolcu etmiştik.
1962’de Tebriz’de doğan, 1993’te Bakü’de konservatuar okuyan, 2003’te İstanbul’a gelen Murtezaoğlu; yekpare bir köprüyle ülkeleri, şehirleri, kültürleri birbirine bağlayan, Ortadoğu’nun ortak değerlerini bize öğreten bu zamanın az bulunan cinsten dervişiydi.
BAKIŞI İYİ GELİRDİHiç beklemediğim bir haberdi Murtezaoğlu’nun koronaya yenik düşmesi. Beyoğlu’nda sürekli karşıma çıkan, sarıp sarmalayan enerjisiyle Murtezaoğlu, insana sadece bakışıyla bile iyi gelirdi. Şahkulu Alevi Akademisi’nde ölümünden kısa bir süre önce ikimiz de aynı gün konferans vermiştik. Ben ‘Sinemada Alevilik’ üstünde durmuş, memleket sinemasının bu bin yıllık inanca ve bu inancın mensuplarına nasıl sırt döndüğünü anlatmıştım. O da Ehli Hak kültürünü ve Alevilikle, Ehli Hak geleneğinin ortaklıklarını anlatmıştı. Şahkulu’nun dolambaçlı yolundan arabayla trafiğe katıldığımızda ustayı yolda görmüş, bu tesadüfün vesilesiyle birlikte Beyoğlu’na kadar gelmiştik. Bir saate yakın sohbet; Nesimi’yle başlayıp O’nun sürgün edilip dönemediği, benimse o vakit yakın zamanda gezdiğim İran’ın şehirlerinde sokak aralarına kadar uzanmıştı.
Murtezaoğlu, komşu ülkeler arasında benzer kültürlerin içinde kendini var eden insanların, birbirlerine karşı ördükleri modernizm duvarlarını tek başına alaşağı eden gerçek bir kültür neferiydi. İran’da yaşayan Ehli Haklarla Türkiye’deki Alevilerin ortaklıklarını, birbirlerini fiziksel olarak da görüp tanımlarına vesile olup kültür köprüleri kurmuştu.
Murtezaoğlu çok boyutlu, çok yönlü bir insandı. Gerçek manada yaşayan bir filozof hissi verirdi bana. Engin derinlikleri ulaşılabilir bir yüzeye çıkarır, derine dalmak isteyene ise yol gösterirdi. Başta müzikte metot çalışmalarıyla çok sayıda insana rehberlik eden, nefes açan bir müzik hocasıydı.
YENİLİKÇİ BİR ANLAYIŞ‘Ses Metodu: Nefes Alma Teknikleri’ dünyada ilk kez insan sesi üzerine yazılmış metot olma özelliğini taşıyor. Ölümünden kısa süre önce kurduğu Youtube kanalında oldukça değerli bilgiler ondan bize kaldı. Benim gibi etnik kültür meraklılarına tavsiye ederim.
İran’da Batıni görüşleriyle sorun yaşayan, Azerbaycan’da müzikal yenilik yaklaşımlarıyla bu kez de farklı bir sorun yumağının içine düşen Murtezaoğlu, 2003’te Türkiye’ye geldiğinde içindeki coşkusunu dağların bu tarafına taşımış oldu. Burada da mülteci statüsünden ötesini kendisine reva görmediler. Bin yıllık geçmişin olanca zenginliğini bünyesinde taşıyan bu derviş meşrep adam, her coğrafyaya biraz fazla geliyordu. Nesimi’nin meşhur şiiri ‘Sığmazam’ı bestelediği coşkun haldeki gibi ülkelere sığamıyordu.
Bazı insanlarda zamanın ötesinde bir şeyler hissedilir. Adeta bu zamandan değil de sanki yolunu şaşırmış, bir yerlerde bir karışıklık olmuş da bu zaman aralığında kalakalmış gibi durur. Ruhu adeta yüzyıllar öncesinde bir yerlerden seslenir de bedeni yanı başındadır. Murtezaoğlu’nda insan bu zamansızlığı hissediyordu. Yaşamın takip edilemez bir hızda sürdüğü bu zaman aralığında coşkun bir sakinliği ve yavaşlığı temsil ediyordu.
Çocukluğundan tek hatırladığı İran’da cemlerde kulağına çalınan deyişler olduğunu, öğrendiği ilk kelimenin de ‘sır’ olduğunu söylerdi. İçinde yaşadığı kültürün sırlarını yanına alıp Nesimi’nin;
“Bende sığar iki cihan, ben bu cihana sığmazam
Yersiz, yurtsuz cevher benim, hiçbir mekâna sığmazam”
beyitiyle toprağın cömertliğine sırladık O’nu. Sırrı da devri de dâim olsun.
∗∗∗
SÜRGÜN MÜZİSYEN CAVİT MURTEZAOĞLU KİMDİR?Cavit Murtezaoğlu 1962’de Tebriz’in Serandib köyünde Ehli Hak bir ailede dünyaya geldi. Müzikle amatör şekilde ilgilenmeye başladı. Yeraltı müzik gruplarına dâhil oldu. Makam dersleri vermeye başlayan Murtezaoğlu Batıni müzik çalışmalarından ötürü İran’da politik problemler yaşamaya başlayınca 1993’te yüze yakın ses ve makam öğrencisi olmasına rağmen Bakü Konservatuarı’nda okumak için Azerbaycan’a göç etti. Bakü’de geleneksel müzik makamlarına yenilikçi açılımlar getiren anlayışı çeşitli tartışmalara neden oldu. İran’a döndü. İran’da konserlerinin yasaklanmasından sonra bu kez 2003’te İstanbul’a gelen Cavit Murtezaoğlu ses hakkındaki eğitim tecrübelerini sanatçılar ve yeni öğrencilerine aktarmaya başladı.
Burada kurduğu ‘Ses Atölyesi’nde ilk öğrencileri olarak Kardeş Türküler kadrosunu kabul etti. Kendi yazdığı ‘Ses Metodu’ ile Türkiye’de metot eğitimi verdi. ‘Barışa Semah Dönenler’, ‘Barışa Rock’ gibi birçok organizasyonda yer alırken kendi eserlerini sahne ve televizyonlarda icra etmeyi sürdürdü. 2020’de koronaya yakalanan sanatçı 7 Ağustos’ta yaşamını yitirdi.
BirGün