İran Gerçekten Ne Kadar Güçlü?

Orta Doğu’da yıllardır süren jeopolitik gerginliklerin merkezinde yer alan İran, yalnızca siyasi etkisiyle değil, askeri kapasitesiyle de bölgesel bir güç olma iddiasını sürdürüyor. ABD ve İsrail gibi ülkelerle zaman zaman yükselen gerilimler, İran’ın askeri altyapısını daha da öne çıkarıyor. Peki, İran gerçekten ne kadar güçlü?
Askeri Personel ve Kara Kuvvetleriİran Silahlı Kuvvetleri, yaklaşık 610 bin aktif asker ve 300 binin üzerinde yedek personel ile bölgede en kalabalık ordulardan birine sahip. Kara kuvvetleri, sayıca güçlü olmakla birlikte büyük oranda eski Sovyet ve Çin teknolojilerine dayanan ekipmanlara sahip. Ancak son yıllarda, yerli üretim tank, zırhlı araç ve roket sistemleri ile bu eksikliği kapatmaya çalışıyor.
İran’ın en dikkat çekici gücü, uzun menzilli balistik füze programı. “Shahab” serisi başta olmak üzere, 2.000 km’ye kadar menzile sahip füzeleri, bölgedeki ABD üsleri ve İsrail için potansiyel tehdit oluşturuyor.
Savunma uzmanları, İran’ın füze envanterini “Orta Doğu’nun en geniş füze cephaneliği” olarak tanımlıyor.
Devrim Muhafızları ve Kudüs Gücüİran’ın klasik ordusunun dışında, rejime doğrudan bağlı İslam Devrim Muhafızları Ordusu (IRGC) bulunuyor. Yaklaşık 150 bin personeli bulunan bu yapı, özellikle asimetrik savaş, iç güvenlik ve dış operasyonlar konusunda aktif.
IRGC’ye bağlı Kudüs Gücü, Suriye, Irak, Lübnan ve Yemen gibi bölgelerdeki milis gruplarla kurduğu ilişkilerle, İran’ın dış politika hedeflerinin silahlı kolu olarak çalışıyor.
Hava Kuvvetleri ve SİHA Kabiliyetiİran’ın hava kuvvetleri, modern savaş uçakları bakımından zayıf olsa da, insansız hava aracı (SİHA) üretiminde önemli adımlar attı.
“Shahed” ve “Mohajer” serisi SİHA’lar, düşük maliyetli ama etkili hava araçları olarak Yemen, Irak ve Ukrayna gibi farklı coğrafyalarda kullanılıyor.
Bu da İran’ın konvansiyonel eksiklerini asimetrik teknolojiyle kapatma stratejisinin bir parçası.
Donanma ve Hürmüz Boğazı’nın Önemiİran donanması, özellikle Basra Körfezi ve Hürmüz Boğazı çevresindeki faaliyetleriyle dikkat çekiyor. İran, stratejik boğazı gerektiğinde kapatma tehdidinde bulunarak, enerji güvenliği üzerinde politik baskı oluşturabiliyor.
Donanma küçük botlar, mayınlar ve denizaltılarla süratli ve karmaşık saldırı taktikleri uygulayabilecek şekilde yapılandırılmış durumda.
Klasik Ordu Değil, Hibrit Tehditİran, NATO standartlarında bir orduya sahip olmasa da; hibrit savaş yöntemleri, bölgesel vekil güçlerle kurduğu ilişkiler, balistik füze kapasitesi ve SİHA teknolojisiyle bölgesel dengelerde kilit aktör konumunda. Uzmanlara göre, İran’ın gücü klasik anlamda bir cephe savaşından ziyade, sürpriz saldırılar, vekil çatışmalar ve caydırıcılık stratejisi üzerine kurulu.
Gelişen teknolojiyle birlikte İran’ın askeri kapasitesi de daha esnek, hareketli ve asimetrik bir yapıya bürünüyor. Bu durum, bölgede olası bir çatışmanın sadece konvansiyonel silahlarla değil, aynı zamanda psikolojik ve vekil unsurlarla da yürütüleceğini gösteriyor.
aeronews24