42 kilometreden fazla: Ultramaraton koşmak: Ekstrem antrenmanlara nasıl başlanır?

Ultramaraton koşmak sadece bacak ve akciğer antrenmanı gerektirmez. Kardiyovasküler sistem, kaslar, tendonlar ve hatta sindirim sistemi de büyük bir yük altına girer. Bunun nedeni, vücudunuzun saatlerce enerji üretmesi gerektiğidir; bu genellikle aşırı hava koşullarında ve az uykuyla olur.
Bir ultramaraton sırasında sadece karbonhidrat ve yağ yakmakla kalmaz, aynı zamanda uzun süreli efordan sonra protein rezervlerinden de yararlanırsınız. Vücudunuz enerji kaynaklarını verimli bir şekilde değiştirmeyi öğrenir. Ayrıca, aşağıdaki bölgeler de uyum sağlar:
- Kalp: Daha ekonomik atar, kaslara daha uzun süre oksijen sağlar
- Kaslar: Daha iyi enerji kullanımı için daha fazla mitokondri oluşturur
- Tendonlar ve bağlar: Daha dayanıklı ve stabil hale gelir
- Beyin: Acı ve bitkinliği engellemek için stratejiler geliştirir
Bu adaptasyonlar bir gecede gerçekleşmez. Ultramaraton koşmaya hazırlananlar, aylarca süren uzun antrenman koşularını tamamlamalı, beslenme ve sıvı alımını test etmeli ve vücutlarını aşırı strese yavaş yavaş alıştırmalıdır.
Ultramaraton sadece fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel bir mücadeledir. Genellikle gece ve zorlu koşullarda saatlerce koşmak muazzam bir irade gücü gerektirir. Birçok koşucu, yol boyunca meditatif bir duruma girdiğini bildiriyor. Bu "akış" hissi, monotonluğun ve yorgunluğun üstesinden gelmeye yardımcı olur.
Ancak psikolojik zorlanmanın da dezavantajları var. Yorgunluk, yönelim bozukluğuna yol açarak düşme riskini artırabilir. Enerji tasarrufu için koşu ve yürüyüş arasında geçiş yapmak gibi iyi bir yarış stratejisi bu noktada işe yarar. Görselleştirme veya küçük ara hedefler belirleme gibi zihinsel teknikler de vücudunuz durmak istediğinde bile uzun süre devam etmenize yardımcı olabilir.
fitforfun