Bahçeli’nin mesajı iktidarın tedirginliği

Öncü DURMUŞ
Saray rejiminin CHP İstanbul İl Başkanlığı’na atadığı kayyumun ardından gözler 15 Eylül’deki Kurultay davasına çevrildi. Kurultayın iptal edilmesine karşı birbirinden farklı senaryolar yazılıp çizilirken dün yandaş Sabah Gazetesi’nde röportajı yayımlanan MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin açıklamaları dikkat çekti.
Bahçeli hem rejim içerisine hem de dışarıya mesajlar verdi. Bir taraftan açıklamalarıyla rol dağıtan Bahçeli diğer taraftan Ortadoğu’da emperyalistlerin gerçekleştirdiği yeni dizayna ilişkin sadakatini sundu.
İKİ AÇIKLAMA ARASI ÜLKE EŞİK ATLADIAKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bir Macaristan ziyareti sonrasında ‘Aday olma gibi bir derdim yok’ açıklamasına ilişkin 23 Mayıs 2025 tarihinde yazılı açıklamalarda bulunan Bahçeli, neredeyse 4 ay sonra ortağına benzer uyarılarını tekrarladı.
O dönemde yaptığı açıklamada ekonominin toparlandığı ve ülkenin bulunduğu şartlarda Erdoğan’ın göreve devam etmesinin önemine değinen Bahçeli, rejimin kurumsallaşması için elinden geleni yapacaklarını söylemiş, “Cumhurbaşkanının yolundan caymaya hakkı yoktur. Kaldı ki bu durum bugünkü şartlarda ne ülke ne de bölgesel ve küresel gelişmelerle uyumludur. Sayın Cumhurbaşkanımızın yapacağı daha çok hizmetler vardır. Tarihi geriye sarmak akıl dışılıktır” ifadelerine yer vermişti.
Dün yaptığı açıklamalarda da benzer uyarılarda bulunan Bahçeli, 2028 yılında AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın görevine devam etmesi gerektiğini söyledi Bahçeli, “Eğer tekrar bir cumhurbaşkanlığı adaylığını düşündüğü zaman MHP olarak tam desteğimizi vereceğiz" dedi.
Bu iki açıklama arasında ise ülkede sular hiç durulmadı. Tutuklanan belediye başkanlarının, belediyelere atanan kayyumların, gözaltı ve tutuklamaların geldiği son yer muhalefet partisinin il başkanlığına atanan kayyum oldu.
Tüm bu süre zarfında Bahçeli’nin DEM Parti sıralarına el uzatmasıyla başlayan ‘çözüm süreci’nin esamesi ise neredeyse okunmadı. Rejim açısından sürece meşruluk kazandırması beklenen Meclis’te kurulan komisyon da sanıldığı işlevi göremedi. Siyasi partiler, odalar, sermaye grupları komisyonda bir bir dinlendi ancak süreç toplumun bir parçası kılınamadı.
Hatta tüm bunların aksine yurttaş soluğu her bir operasyon dalgası karşısında sokakta aldı. Bu rejime karşı mücadele edecekleri toplumun geniş kesimleri tarafından defalarca yüksek sesle dillendirildi.
Bu gelişmelerin yanı sıra Ortadoğu’da da işler rejimin istediği gibi ilerlemedi. Son olarak SDG ile HTŞ arasında yükselen gerilim Dış İşleri Bakanı Hakan Fidan tarafından da daha sonra Bahçeli tarafından da ‘operasyon sinyali’ söylentilerini beraberinde getirdi.
Memlekette tüm bu olup bitene bakmadan Bahçeli’nin açıklamalarını anlamak neredeyse olanaksız.
ERDOĞAN İLE MUHTAÇLIK İLİŞKİSİHer şeyden önce Cumhur İttifakı’nın ortaklarından olan Bahçeli, bölgedeki ABD dizaynının birinci uygulayıcılarından. Ülkenin yakın tarihinde oynadığı rollere bakılırsa çok daha iyi görülür ki emperyalizme göbekten bağlı bir figür.
Bu yüzden Bahçeli için Erdoğan’ın başkanlığının önünün açılması tam da bu emperyalist dizayn için elinden bırakamayacağı bir seçenek. Çok açık ki sistem yürüdüğü müddetçe Bahçeli Erdoğan’dan desteğini çekemeyecek. Üstelik yargı emniyet gibi alanlardaki gücü düşünüldüğünde de gücü oldukça yerinde.
Bugün Erdoğan’a verilen desteğinin altında yatan mesaj ise daha çok bir hatırlatma. Çözüm süreci vurgularında bahsettiği, " Barış tek kanatlı bir kuş değildir. Barışı uçurabilmek için ikinci kanadının da olması gerekiyor” ifadeleri Erdoğan’ın üzerine düşen görevlere dair de bir mesaj niteliğinde.
Bahçeli, Öcalan vurgusuyla da ABD ve İsrail politikalarıyla yoğurulan yol haritasına ilişkin kararlılık bildirisinde bulundu, “PKK ve buna bağlı bileşenler nerede var ise Öcalan'a tabi olmak, ona saygı duymak ve onun talimatları doğrultusunda hareket etmek mecburiyetindedir. Ayrı baş çekmek, Öcalan'ın dışındaki bazı çevrelerin kontrolüne girmiş olarak kabul edilir. Bu durumda biz de Öcalan'ın aldığı kararların uygulanması noktasındaki kararlılığımızı sürdürürüz." dedi.
SİYASİ KRİZ BÜYÜMESİN GÜNDEM ÇÖZÜMDE KALSINTutuklu Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ve diğer belediye başkanları hakkındaki soruşturmalara ilişkin bir an önce iddianamelerin oluşturulması gerektiğini belirten Bahçeli’nin CHP’nin kongresiyle ilgili verdiği yanıtta "İl kongreleri, il kurultayları gibi şeyler birbirini tamamlayarak devam eder. Biz de geçmişte bunları yaşadık. Bizden de ayrı bir parti oluştu. Dış müdahalelerle başkaları yön vermeye çalışmamalıdır” sözleri de farklı bir yaklaşım görüntüsü sunuyor.
Bahçeli’nin dış müdahalelerden kastı tam olarak ne bilinmese de bu zamana kadar yaşananları CHP içi krizmiş gibi lanse eden rejime şimdilik bu kadar ileri gitmeyelim uyarısı olabilir.
En başında dediğimiz gibi Bahçeli neticede doğrudan ABD politikalarının uygulayıcısı. Erdoğan’dan bir farkı da muhalefeti toptan ortadan kaldırmaya onun için şimdilik gerek yok. Rejimin geleceği söz konusu olduğunda bundan o da geri durmayacaktır ancak Bahçeli için bu aşamada siyasi ve ekonomik krizi büyütmek yerine çözüm meselesine ve bölgeye odaklanmak daha cazip olabilir.
Bahçeli’nin tutuklu bulunan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer ve yerine kayyum atanan Ahmet Türk’ün görevlerine iade edilmesini istediği bunun bir göstergesi olarak okunabilir.
Erdoğan’a destekle birlikte verilen mesajda bölge ve çözüm vurguları da rejim içerisinde anlamlı bir yerde durabilir.
YİNE DE HALK BELİRLEYECEKÖzetle tüm bunlar Cumhur İttifakı içerisinde şimdilik bir öncelik meselesi olarak yansıyor. Tekrar etmekte fayda var ki iki ortak sırtını dayadıkları emperyalistlerle beraber rejimin yeni inşasında yollarına genel anlamda firesiz devam ediyor.
Asıl belirleyici olan ise siyasal İslamcı rejime karşı itirazlarını yükselten halkın mücadelesi olacak. Sokak siyasetini hedef alan, ‘sosyal medya bana kalsa yarım saatte kapatırım’ diyen Bahçeli’nin endişesi de halkın tüm bu planlarını bozma potansiyelinden kaynaklanıyor.
BirGün