Türkan Şoray'dan hayat dersleri

Yeşilçam’ın altın yıllarını yaşadığı 1960’larda tesadüfen gittiği sette Türker İnanoğlu tarafından fark edildiğinde çocuk denecek yaştaydı… Sinemaya “Köyde Bir Kız Sevdim” filmiyle adım attı. Sonra peş peşe rol aldığı filmlerle yıldızı bir anda parladı…
‘Şoray Kanunları’ ve ne istediğini bilen güçlü kadın kimliğiyle ‘Sultan’ lakabını aldı… Çevirdiği 222 filmle ‘Dünyanın en çok film çeviren kadın oyuncu’ unvanına sahip oldu…
Sayısız ödül kazandı…
Peki özel hayatında neler yaşadı? İşte bu sorunun yanıtını ‘Türkan ve Hayat’ adlı kitapta Gazeteci-Yazar Bircan Usallı Silan’a ilk kez detaylarıyla ‘o ne der, bu ne der’ derdine düşmeden anlatıyor Şoray… Acılarını, sevinçlerini, kırgınlıklarını, direnmelerini dile getirirken bir yandan da hayat dersleri veriyor…
Aslında çok zorlanmışTürkan Şoray’a ‘Özel hayatınızı anlatmak sizin için zor olmadı mı?’ diye sorduğumda şu yanıtı verdi: Elbette zorlandığım, hatta durup derin bir nefes aldığım çok an oldu… Bana dair, hayatıma dair pek çok şeyi ilk kez paylaştım ama ben bundan sevinç duyuyorum… Beni sevenler beni yakından tanısınlar istedim. Hepimizin içinde farklı dünyaları var. Yaşadığım acıları, sevinçleri, direnmeleri paylaşmak istedim. Bunları tüm samimiyetimle anlattığım için mutluyum…
Geçmişe dair keşke’ler‘Peki keşkeleriniz’ dediğimde de yanıtı şu oldu: Keşkem çok… Kimin yoktur ki? Hayat şartları, imkansızlıklar, gençlik zamanları keşkeleri doğuruyor ister istemez. Şimdi yeniden genç olsam, öncelikli olarak eğitimimi tamamlayabilmek isterdim. En çok kendime kıymet vermek, en çok şefkati kendime duymayı isterdim. Hayat herkese eşit davranmıyor, bu yüzden keşkeler kalıyor bize... Yine de her bir çizgimde, gözümün arkada kalmayacağı bir hayatın izleri var…
O BİR EĞİTİM GÖNÜLLÜSÜ
Türkan Şoray, UNICEF’in ‘İyi Niyet Elçisi’ydı… Yaptırdığı okulla ve sosyal sorumluluk projeleriyle nice hayatlara dokundu, farkındalık kattı…
Eğitime özellikle kız çocuklarının eğitimi için büyük çaba harcayan Şoray’a bu yöndeki hedeflerini sorduğumda ise şöyle konuştu:
Işığı çoğaltmak istiyor
Hep söylerim… Dünyayı kadınlar değiştirecek. Bu yüzden kız çocuklarının eğitimi benim için her zaman en büyük öncelik oldu… Bu konuda elimden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyorum ama keşke daha çok imkanım olsa…
Özellikle Anadolu’nun uzak köylerinde, eğitime erişimi olmayan kız çocuklarına ulaşabilsem, yeni okullar yaptırabilsem, onların elinden tutabilsem… Bir kız çocuğunun yaktığı ışık, yalnızca kendi hayatını değil, tüm dünyayı aydınlatır. Ben de o ışığın çoğalması için, elimden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğim.

Şimdi gelelim ‘Türkan ve Hayat’a… İşte sanatçının kitapta yer alan açıklamalarından bazıları…
‘Kızlarınızı baskıyla değil sevgiyle büyütün’
Benim anneliğim ile annemin anneliği çok farklıydı. Onun çok katı kuralları vardı… Otoritenin her şey olduğunu sanıyordu. Sinema dünyası bilinmez bir dünya ve biz o erkekler dünyasına beraber girdik. Annem henüz 35 yaşındaydı, ben 17. Aslında beni korumaya çalışıyordu. Koruma silahı da avucunun içindeki ateşti, çünkü sinirlenince patlatırdı bir tane. O bizi o korkuyla büyüttü. O tokatlar yalnızca tokat değildi… İnsanlara ve kendine güvenmemekti, çok yakınların dışında herkesin kötü olduğuna inanmaktı, hep yanlış yaparım kaygısıydı. Ben Yağmur’u bu yüzden anlamaya çalışarak büyüttüm. Ona el kaldırmadım. Kendini güçsüz değil, güçlü hissetti. Herkese de kızlarını baskıyla değil, sevgiyle büyütmelerini tavsiye ediyorum…

Şoray ‘’Yağmur’un beni çok sevdiğini biliyorum. Benim de onu ne kadar çok sevdiğimi bilir benim kurabiyem’’ diyor.
‘İçimden geldiği gibi yaşayamadığım koca bir ömür geçti’Zaman zaman o kadar çok istedim ki çılgınca şeyler yapmayı… Kim ne der demeden, hesap vermeden, hesap sorulmadan aklıma estiği gibi zamanın içine kendimi bırakmayı… Ama hep kendimi bastırdım. Hiç içimden geldiği gibi yaşayamadım ve yıllar geçti…
‘Sevgilimle parkta el ele oturamadım’Çocukluğumu da genç kızlığımı da yaşayamadım. İş dönüşü parkta yan yana oturmuş çiftler gördüğümde gözlerim dolardı. ‘Kimbilir nasıl güzel duygular yaşıyorlardır’ diye… Hiçbir zaman sevgilimle parkta el ele oturamadım. Türkan iken birden bire Türkan Şoray oldum. Bana Türkan Hanım denmeye başladı. O arayı hiç yaşamadım. Romantik bir gençlik aşkı yaşamak isterdim ama yaşayamadım… Rüçhan Adlı ile olan 19 yıllık beraberliğim ise ‘gönüllü esaret’ti. Bugün olsa özgürlüğüm daha önemli olurdu.
‘Kendimi genç hissediyorum’Şoray ‘‘Şu yaşımda çılgınlıklar yapabilirim çünkü kendimi 35-40 yaşında hissediyorum. Bir erkeği çok beğenebilirim, aşık olabilirim, şarkı söyleyip, dans edebilirim’’ diyor.
‘Para, pul ve şöhretin hiçbir değeri yok’Hayatımda beni mutlu eden iki şey var. Biri seyircinin sevgisi diğeri de kızımın sevgisi. Para, pul, şöhret, yaşlanmak... Hiçbiri önemli değil…
‘Hayatı koca değil eğitim değiştirir’Kız çocukları okusun istiyorum. Çünkü biliyorum ki onların hayatını koca değil, eğitim değiştirir. Kadın kendine değer vermeli. Bu bilinçte olmayan kendi kimliğini farkında olmayan o kadar çok kadın var ki… Tabii bu da bir eğitim sorunu… Bunları çözebilmek için de kız çocukları, genç kızlar okuyup, meslek sahibi olmalı. Ayakları yere basınca evlenmeliler.
‘Kırsaldaki kadın bilinçlendirilmeli’Atatürk, daha emin ve daha doğru olan yolun kadınlarımızın tüm yaşama ortak olmasından geçtiğini söylemiş. Peki niye kadınlar yaşama yeterince katılım sağlayamıyor? Niye biz hâlâ cinsiyet ayrımcılığını ve eşitsizliği konuşuyoruz? Kadınlar hakları için mücadele etmeli. Bu durumda, vakit kaybetmeden biz kentteki kadınlar, sivil toplum örgütleri aracılığıyla kırsaldaki kadını bilinçlendirmek için el ele vermemiz gerekir.
SÖZCÜ




