Seks cadısı
%3Aformat(jpeg)%3Afill(f8f8f8%2Ctrue)%2Fs3%2Fstatic.nrc.nl%2Fwp-content%2Fuploads%2F2019%2F10%2Fyoup5bij3.png&w=1920&q=100)
Virginia Giuffre'nin kardeşleri, bu hafta Donald Trump'ın Jeffrey Epstein'ın o zamanlar on yedi yaşında olan kız kardeşlerini spa merkezinden çaldığını iddia etmesine öfkeyle tepki gösterdi. "Çalındı" kelimesini kullanmakta zorlandılar çünkü onlara göre kız bir eşya değildi. Trump da aynı fikirde mi? Siz ne düşünüyorsunuz?
Şahsen ben "spa" terimine takılıp kalmıştım, sanırım buna fahişelerin genelevi de denebilirdi. Bay Trump'ın pezevengi olduğu ve o dönemde her hafta bağlantıları bizzat kontrol ettiği bir yerdi. Kraliyet Altesleri Prens Andrew ise şüphesiz buna katılmıyor ve burayı İncil temelli bir Pazar okulu olarak adlandırmayı tercih ediyor.
Kardeşler ayrıca Virginia'nın çalınmadığını, işe alındığını söylediler. Hem de Epstein tarafından değil, Ghislaine Maxwell tarafından. Virginia'nın kendisi bunu farklı bir şekilde ifade etti: Jeffrey'nin seks cadısı tarafından işe alındığını. Bence bu durumda işe alma kavramı gerçeğe biraz daha yakın. Prens Andrew yakında, Virginia ile o şirin Virgin Adaları'nda bir gençlik kamp ateşinde tereddütlü bir şekilde tanışmadan önce iki yıl boyunca mektup arkadaşı olduklarını ifade edecek. Bundan önce en az elli mektup yazılmıştı. Prense göre, ayakkabılarını bağlamaktan öteye fiziksel olarak hiç geçmemişlerdi. Bunu kendisi yapamazdı. Bunu sarayda hiç öğrenmemişti. Bunun için bir uşağı vardı.
Giuffre ailesi, Donald'a o ürkütücü Maxwell'i affetmemesini de rica etti. Bunu yüksek bir ihtimal olarak görüyorlar. Özellikle de aniden bazı pedofil konukları hatırlayamazsa. Bunu nasıl yapacağını sormak için Rutte'yi aramış bile. Sözde "beyaz iradeli unutma". Donald, Lahey'deki hararetli NATO zirvesinden beri bonus oğlu olarak gördüğü Mark'ın numarasını Ghislaine'e vermişti.
Bu hafta, Gordon ile bir Talpa stajyeri arasında televizyonda yayınlanan bir tartışma sırasında Bram'in boğuk bir sesle havlamaya ve ağzından köpükler saçmaya başladığını okuduğumda, bonus oğul kavramının ne kadar hoş olduğunu öğrendim. Kayıtlara geçsin: Bram bu davada Utrecht'in büyük kötü kurdu değil, şimdi edebiyat haber programı Shownieuws'da dedikodu köşe yazarı olarak geçimini sağlayan, itibarsız baş avukat Moszkowicz. Okul bahçesi olayını duyduğumda acıyarak, "Bram'in beyni yanıyor," diye düşündüm.
Tartışma ne hakkındaydı? Bilmiyorum. Öyleyse neden geriye dönüp bakmıyorum? Gerçekten bunun için zamanım yok. Aklımda daha önemli şeyler var. Mesela, NSC emeklisi Agnes Joseph'in Caroline ve Mona'nın zor durumdaki BBB'sine şok edici transferi gibi. Binnenhof bu hafta temellerinden sarsıldı. Parti lideri Eddy van Hijum'u yalnız bıraktı. 29 Ekim Çarşamba günü geç saatlerde, Eddy'miz Lahey'deki tamamen boş parti ofisinde tamamen yalnız oturuyor. Sıfır koltuk. Henri Bontenbal'ın giderek artan tezahüratları onu çıldırttığı için sesi kısılmış televizyon izliyor. Yeni başbakanımız olacağını zaten biliyor. Eddy, Enschede'de bile kimsenin ona oy vermediğini görüyor. Kesinlikle hiç kimse. Demek ki Pietje Omtzigt bile ne yapacağını şaşırmış. O akşam aldığı tek telefon görüşmesi Yeşilgöz'den. On dört koltuk kaybettikten sonra, diğer seçim mağdurlarında teselli arıyor. Eddy telefonunu kulağından bir metre uzakta tutuyor. O VVD kadınının tiz sesi dayanılmaz. Hele ki kaybettiğinden beri.
Gelecek haftayı iple çekiyorum. Neden mi? Vitesse, ücretli futbolda kalmak için mahkemede son bir çaba gösteriyor. Umarım kazanırlar. Çünkü onlar da takımın bir parçası. Önce o çılgın köy kuyumcusu Karel Aalbers'in, sonra da o aşırı pahalı stadyumda en beceriksiz Rus ve Gürcü fantazyaların olduğu bir kulübe sahip olmak harika. Monnikenhuizen çok rahattı. Ama Arnhem, kör ve şarlatan bir yönetim kurulu olmayan bir futbol kulübünü hak ediyor.
Gerçekten ciddiyim. Gelecek yıl da devam edin. Bana kalırsa, Eddy van Hijum başkan, Yesilgöz ise maskot. Kaybetmenin ne demek olduğunu biliyorlar.
nrc.nl