DSÖ: Dünya genelinde 1 milyardan fazla insan ruhsal bozukluklarla yaşıyor

Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, dünya çapında "1 milyardan fazla insan ruhsal bozukluklarla yaşıyor ve kaygı ve depresyon gibi rahatsızlıklar muazzam insani ve ekonomik maliyetlere yol açıyor." Dünya Sağlık Örgütü, "Birçok ülke ruhsal sağlık politikalarını ve programlarını güçlendirmiş olsa da, insanların ruhsal sağlığını korumayı ve geliştirmeyi amaçlayan hizmetleri güçlendirmek için küresel olarak daha fazla yatırım ve eyleme ihtiyaç var." diyerek, kaygıdan depresyona kadar ruhsal bozuklukların "uzun vadeli engelliliğin ikinci önde gelen nedeni olduğunu ve sağlıklı bir yaşamın kaybına katkıda bulunduğunu" vurguluyor. En son veriler, depresyon ve kaygının tek başına küresel ekonomiye yılda yaklaşık 1 trilyon dolara mal olduğunu gösteriyor.

Son verilere göre, ruhsal bozukluklar "kadınları daha çok etkiliyor, anksiyete ve depresif bozukluklar erkeklerde daha yaygın. İntihar, yalnızca 2021'de yaklaşık 727.000 kişinin hayatını kaybettiği yıkıcı bir olay olmaya devam ediyor," diye uyarıyor DSÖ. "Tüm ülkelerde ve tüm sosyoekonomik geçmişlerde gençler arasında önde gelen ölüm nedenlerinden biri. Küresel çabalara rağmen, intihar ölüm oranlarını azaltmada ilerleme kaydedilemiyor." Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi'nin (SKH) intihar oranlarını 2030 yılına kadar üçte bir oranında azaltma hedefi yavaş ilerliyor; DSÖ, "mevcut oranlarla o zamana kadar yalnızca %12'lik bir azalma sağlanabilecek," diye belirtiyor.

DSÖ'nün analizlerine göre, "Dünya Ruh Sağlığı Bugün" ve "Ruh Sağlığı Atlası 2024" adlı iki rapora göre, "bazı ilerlemeler kaydedildi", ancak "küresel çapta ruh sağlığı bozukluklarının yönetiminde hala önemli boşluklar" mevcut. 25 Eylül'de New York'taki Birleşmiş Milletler'de bulaşıcı olmayan hastalıklar ve ruh sağlığının teşviki konulu bir toplantı düzenlenecek.

DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, "Ruh sağlığı hizmetlerini dönüştürmek en acil halk sağlığı sorunlarından biridir," dedi. "Ruh sağlığına yatırım yapmak, insanlara, topluluklara ve ekonomilere yatırım yapmak anlamına gelir; hiçbir ülkenin ihmal edemeyeceği bir yatırım. Her hükümet ve her lider, acilen harekete geçme ve ruh sağlığı hizmetlerinin bir ayrıcalık olarak değil, herkes için temel bir hak olarak görülmesini sağlama sorumluluğuna sahiptir."