Lockerbie Davası: Belge ve Kurgu Arasında

Belgesel bizi gerçeğe daha da yaklaştırıyor
Eğer mümkünse gerçeğe bir belgeselle mi yoksa kurgu bir eserle mi daha kolay ulaşılır? Cevap, gerçek olayların yer aldığı belgeseller gibi görünüyor. Ama her zaman böyle olmuyor.
Mesela şu anda Sky'da iki ilginç program yayınlanıyor. Birincisi, saldırının gerçek hikayesini anlatan Lockerbie adlı bir belgesel; ikincisi ise Panama'ya ait bir sıfır üç sefer sayılı uçuşa yapılan saldırıyı anlatan Lockerbie adlı bir televizyon dizisi ve başrolünde Colin Firth gibi isimler yer alıyor.
Peki ne olacak? Hikaye o kadar karışık ki, uçağın İngiltere'de ve bir köye düşmesi sonucu 270 kişi ölmüş , dolayısıyla orada tesadüfen bulunan insanlar da ölmüş. Saldırının Libya'dan mı, Kaddafi'den mi, İran'dan mı kaynaklandığı bilinmiyor, kısacası çok karmaşık bir hikâye. Ama en ilginci, her iki hikayenin de asıl kahramanının Jim Swire olması, yani kurbanlardan birinin babası olması ve hayatını gerçeği aramaya adamış olması.
İşte kurgu söz konusu olduğunda da durum böyledir. Çok güzel yapılmış, çok duygusal bir anlatım, sizi temin ederim ki babayla yapılan gerçek röportajlar, belgeler, orada bulunan pek çok belge sizi gerçekten saran, size saldıran bir şey. Belgesel bizi bir kez daha gerçeğe yaklaştırıyor.
corriere