Depresyon tedavisinde halüsinojenik mantarlar: İşte İtalya'daki deney

İtalya'da yeni ve şaşırtıcı bir tedavi sınırı açılıyor: Bazı mantarlardan elde edilen psikedelik bir madde olan psilosibinin tedavi edici potansiyeli üzerine araştırmalar ülkemizde ilk kez test edilecek. İtalyan İlaç Ajansı (AIFA) tarafından onaylanan proje, Istituto Superiore di Sanità (ISS) koordinasyonu ve Ulusal İyileşme ve Dayanıklılık Planı'nın (PNRR) desteğiyle başlatıldı. 24 ay sürecek olan çalışmalara, dirençli depresyon türlerinden, yani geleneksel tedavilere dirençli 68 hasta katılacak. Seanslar, Giovanni Martinotti yönetimindeki Chieti Hastanesi Psikiyatri Kliniği'nde, D'Annunzio Üniversitesi Nörobilim, Görüntüleme ve Klinik Bilimler Bölümü, Roma 5 Yerel Sağlık Kurumu ve Foggia'daki "Ospedali Riuniti" Üniversite Hastanesi iş birliğiyle gerçekleştirilecek. Her şey, faaliyet gösterdiğimiz hassas senaryoya uygun protokoller ve denetimlerle, uzmanların gözetiminde, titiz bir klinik ortamda gerçekleşecektir.

Bu yaklaşım, özellikle geleneksel tedavilere yanıt vermeyen ciddi rahatsızlıklar için psikiyatride psikedeliklerin terapötik kullanımına yönelik artan uluslararası ilgiyi yansıtmaktadır. Sonuçlar önemli bir etkililiği doğrularsa, psilosibin tedaviye dirençli depresyonun (yani ilaçlara, psikoterapiye ve geleneksel protokollere yanıt vermeyen depresyon) tedavisinde değerli bir seçenek haline gelebilir ve şu anda hastaların yaklaşık %30'unu etkileyen sinir bozucu ve acı verici bir tedavi süreciyle karşı karşıya olan birçok hastaya rahatlama sağlayabilir. Sonuç olarak, bu çalışma İtalyan araştırmalarında önemli bir adım teşkil ediyor ve depresyonla mücadele eden binlerce kişiye somut bir umut sunuyor.

Etkisi genellikle haftalar süren geleneksel antidepresan ilaçların aksine, psilosibin çok daha hızlı etki eder. Uluslararası çalışmalarda, yapılandırılmış psikolojik destek eşliğinde uygulanan bir veya iki seansın, bazı hastalarda aylarca süren önemli iyileşmeler sağladığı görülmüştür. Protokol, hastane ortamında, psikiyatristler ve psikologların hastaya baştan sona eşlik ettiği gözetimli bir uygulamayı içerir. Dolayısıyla, mesele "bir hap alıp" beklemek değildir: Terapinin özü, psikedelik deneyimin ve yeni sinirsel bağlantıları ve düşünce süreçlerinin yeniden yapılandırılmasını destekleyebilen rehberli yeniden işleme sürecinin bütünleşmesidir.

Son beş yılda, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Johns Hopkins Üniversitesi ve Imperial College London gibi araştırma merkezleri, psilosibinin depresyon, travma sonrası stres bozukluğu, kanser hastalarında anksiyete ve hatta bazı bağımlılıklar için kullanımıyla ilgili ümit verici sonuçlar yayınladı. 2018 yılında ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), tedavinin yenilikçi potansiyelini kabul ederek, psilosibinin tedaviye dirençli depresyon için çığır açan tedavi statüsünü onayladı. Avustralya gibi ülkelerde, psilosibinin terapötik kullanımına 2023'ten beri belirli psikiyatrik rahatsızlıklar için klinik ortamlarda izin verilmektedir. İtalya, bu moleküle bağlı umutları doğrulamaya (veya azaltmaya) yardımcı olabilecek bir projeyle bu küresel deneme ağına katılıyor.