Fed tavır aldı: Küresel fırtına ortasında faiz oranları değişmedi

ABD Merkez Bankası (Fed), Beyaz Saray'ın baskılarına rağmen, devam eden enflasyon ve artan küresel ekonomik belirsizliği gerekçe göstererek, önemli bir kararla faiz oranlarını sabit tutmayı tercih etti.
Amerika Birleşik Devletleri Federal Rezervi (Fed), olağanüstü ekonomik ve politik baskıların yaşandığı bir zamanda gelen ve yaygın olarak beklenen bir hamle olan kıyaslama faiz oranını %4,25 ila %4,50 aralığında tutmaya karar verdi. Sürekli iç enflasyon, Beyaz Saray'ın borçlanma maliyetlerini düşürme yönündeki sürekli talepleri ve Orta Doğu'daki yeni bir jeopolitik şok arasında sıkışan merkez bankası, tüm Amerikalıların cüzdanları için doğrudan sonuçları olan bir kararla ihtiyatlı olmayı seçti.
Federal Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) faiz oranlarını değiştirmeme kararı piyasa beklentilerinde neredeyse oybirliğiyle karşılandı ve CME Group'un FedWatch aracı bunun gerçekleşme olasılığının neredeyse %100 olduğunu gösterdi. Bu eylemsizliğin ardındaki mantık hassas bir dengeleme eylemidir.
Bir yandan, işgücü piyasası biraz soğumuş olsa da, Mayıs ayında %4,2'lik bir işsizlik oranıyla sağlam kalmaya devam ediyor. Öte yandan, zirvelerinden düşmüş olsa da enflasyon, Fed'in %2 hedefinin inatla üzerinde kalmaya devam ediyor. Değişken gıda ve enerji fiyatlarını hariç tutan ve Fed için önemli bir gösterge olan çekirdek tüketici fiyat endeksi (TÜFE), üst üste üçüncü aydır yıllık %2,8 seviyesinde kaldı.
Bu durumda Fed kendini bir yol ayrımında bulur. Faiz oranlarını erken düşürmek enflasyonu yeniden canlandırabilir ve kaydedilen ilerlemeyi boşa çıkarabilir. Tekrar yükseltmek ekonomik büyümeyi engelleyebilir ve bir durgunluğa yol açabilir. Bu nedenle, oranları sabit tutmak "daha düşük riskli" seçenektir, bu da merkez bankasının ekonominin yönünü değerlendirmek için daha fazla veri toplarken "bekle ve gör" duruşunu benimsediğinin açık bir işaretidir.
Fed'in görevi, kontrolü dışındaki bir dizi dış etkenin bir araya gelmesi nedeniyle katlanarak daha karmaşık hale geldi.
* Politik Baskı: Başkan Donald Trump, Fed'i faiz oranlarını düşürmeye defalarca çağırdı ve bunun büyüyen ulusal borcun hizmet maliyetini azaltmaya yardımcı olacağını savundu. Bu kamuoyu baskısı, merkez bankasının geleneksel bağımsızlığına meydan okuyor.
* Tarife Etkisi: Trump yönetimi tarafından uygulanan ticaret tarifelerinin enflasyonist etkisine ilişkin belirsizlik yüksek kalmaya devam ediyor. Genel etki şimdiye kadar "bastırılmış" olsa da, Walmart'tan JM Smucker'a kadar birçok şirket, bu yüksek maliyetleri tüketicilere yansıtmaya başladıklarını belirtti ve bu da önümüzdeki aylarda enflasyonu artırabilir.
* Jeopolitik Şok: İsrail ve İran arasında doğrudan çatışmanın patlak vermesi, petrol fiyatlarında ani bir artışa ve finans piyasalarında önemli bir oynaklığa neden oldu. Bu, Fed'in göz ardı edemeyeceği önemli bir yeni enflasyon riski yaratıyor.
Bu üç faktör özünde birbirine bağlıdır. Trump'ın tarifeleri iç enflasyonist baskılar yaratır ve Fed'in faiz indirimi taleplerini karşılamasını zorlaştırır. Aynı zamanda, yönetiminin kilit rol oynadığı küresel çatışma da enflasyonu körükleyerek Fed'in ellerini daha da bağlar.
Ortalama tüketici için bu makroekonomik kararlar günlük harcamalarda elle tutulur değişikliklere dönüşür. Mayıs TÜFE raporu bu gerçekliğin bir anlık görüntüsünü sunar:
| Gider Kategorisi | Aylık Değişim (Nisan-Mayıs) |
|—|—|
| Benzin (tüm tipler) | -2,6% |
| Bakkal (Evde yemek) | +0,3% |
| Konut (Barınma) | +0,3% |
| Giyim (Giyim) | -0,4% |
| Yeni Arabalar | -0.3% |
| Kullanılmış Arabalar | -0.5% |
Kaynak: Çalışma İstatistikleri Bürosu
Tablo karmaşık bir tablo çiziyor. Benzin fiyatlarındaki düşüş geçici bir rahatlama sağlasa da, gıda ve barınma gibi temel ihtiyaçların maliyetleri yükseliş eğilimini sürdürdü. Bu, bazı iyileştirmelere rağmen, çoğu aile için yaşam maliyetinin artmaya devam ettiği anlamına geliyor.
Çoğu ekonomik analist hala Fed'in faiz oranlarını bu yılın ilerleyen zamanlarında, muhtemelen Eylül toplantısında düşürmeye başlamasını bekliyor. Ancak Orta Doğu'daki son tırmanış belirsizliği önemli ölçüde artırdı.
Tüm gözler şimdi Fed'in ekonomik projeksiyonlarına ve toplantıdan sonra yayınlanacak ve yetkililerin faiz oranlarının gelecekteki gidişatı hakkındaki beklentilerini ortaya koyacak olan meşhur "nokta grafiğine" çevrilecek. Açıkça görünen şey, öngörülebilir para politikası döneminin sona ermiş olmasıdır. Fed, öngörülebilir gelecekte yatırım kararlarını, iş planlamasını ve tüketici güvenini etkileyecek yeni bir belirsizlik normali olan siyaset ve jeopolitika tarafından yönetilen bir manzarada yol alıyor.
La Verdad Yucatán